BÜYÜK MACERA: HAZİNE PEŞİNDE    6+

10 /10
0 Yorum


0 /10   Sizin Notunuz

Dayanışma temasını basit ve zayıf bir hikayeyle işleyen yerli yapım bir çocuk/aile filmi.

1985 yılının hit filmlerinden biri olan “Define Avcıları” (The Goonies) Hollywood’un en iyi çocuk filmlerinden biriydi. Hâlâ “Stranger Things” dahil pek çok yapım tarafından taklit edilir. Filmde bir istimlak meselesi yüzünden evlerini korumaya çalışan birkaç çocuk, kayıp bir korsan hazinesini bulmak için Indiana Jones filmlerindeki gibi bir maceraya atılırlar. İçlerinde mucit bir çocuğun ve aklı fikri yemek yemekte olan kilolu bir çocuğun da olduğu bu bisikletli çocukların neşeli ve heyecanlı hikayesini izleriz.

“Büyük Macera: Hazine Peşinde” adlı bu film de bu filmden çokça esinlenmiş. Gömü, Maviş, Cancan ve Muhtar lakaplı dört yakın arkadaş, anne-babasını kaybetmiş ve babannesiyle yaşayan Gömü’nün babasından kalan tarihi bir kasanın şifresini çözmeye çalışıyorlardır. Aynı mahallede yaşayan ve her dükkana, arsaya filan el koymasıyla ünlü olan Akbaba lakaplı Bekir adlı bir adam da iki oğluyla birlikte sürekli bu çocuklara sataşmaktadır. Gömü’nün babaannesiyle yaşadığı eve de göz koymuştur. Çocuklar evin parasını ödemek için hazineyi bir an önce bulmak zorundadırlar.


ÇOCUKLA SİNEMA'NIN YORUMU


Film “Define Avcıları”nı taklit ediyor gerçekten de. Rahatsızlığı yüzünden evinden çıkamayan Muhtar’ın en büyük yeteneği teknolojiden ve mekanik tamir işlerinden çok anlıyor olması mesela. (Drone, uzaktna kumandalı araba vs...) Cancan biraz kilolu ve sürekli yemek yemek isteyen bir çocuk. Maviş ise Harry Potter serisinden Hermione gibi zaman zaman bilgiçlik yapmakta, Osman da babası yüzünden kötü çocuk olmuş Draco gibi! Bu arada Gömü’nün babasının kasasının hikayesi nedir, yeraltındaki tünelde bir yerde saklı olan o altınlar kimindir, tüneli kim yapmıştır hiç belli değil. Bekir ve iki çocuğunun sorunu ne? Üstelik ilk 45-50 dakikasında evin tapu meselesi öyle uzatılmış ki, çocukların kişilikleri de dünyaları da güdük kalmış. Muhtar lakaplı çocuğun hastalığı nedir tam anlayamıyoruz...

Çocukların ürkebileceği ya da kötü etkilenebileceği negatif hiçbir şey yok filmde. Nitekim bazı küçük fikirler ve çekimler de fena değil. Ancak hikaye o kadar derme çatma ki, çocuk seyirciler için kalıcı hiçbir şey yok. Film bittiği an unutmaya başlayacaklardır. Madem benzer filmler izlenmiş, üzerinde çalışılmış keşke o filmlerin karakter gelişimlerine de dikkat edilseymiş, ne kadar eğlenceli sahnelerle dolu, şıkır şıkır olduklarına da bakılsaymış. Mesela tünelde ayak takılması dışında hiçbir şey olmuyor, finalde de bir ormanlık alanda herkesin sadece birbirine laf söylediği hiçbir heyecanı olmayan bir karşılaşmayla yetinilmiş.

Çocuk filmi yapmak bu kadar basit görülmemeli. Günümüz çocukları çok daha iyi kurulmuş, daha kompleks ve özenle yazılmış hikayeleri hakediyorlar.

‘Genel İzleyici’ sınıfı aldı tabi ki ama 6 yaş altındaki çocuklar yer yer sıkılabilir... * Burak Göral 


Pozitif mesajlar: **
Flörtöz durumlar: -
Şiddet/korku ögeleri: -
Argo kullanımı: -
Alkol-sigara kullanımı: -
Teknolojik oyuncak isteme arzusu: ***


Yorum Yap