MISSION BLUE    10+

0 /10
0 Yorum


0 /10   Sizin Notunuz

Hem efsanevi bir deniz biyoloğunun hayatı hem de okyanusların sonunu getiren insanlığın öyküsü...

“Mission Blue”, okyanusu kirlilik, aşırı avlanma ve iklim değişikliği gibi tehditlerin izini süren araştırma ekibinin başındaki Amerikalı okyanus bilimci Sylvia Earle’nin verdiği mücadeleye odaklanan bir belgesel. Bir okyanus tutkunu olan ve hayatını okyanus bilimine adayan Sylvia Earle, ulaşılması imkansız sayılan derinlikleri keşfe çıkma cesaretiyle herkese ilham vermiş bir deniz biyoloğu. 80 yaşına merdiven dayamış korkusuz ve idol bir kadın kendisi.

Film, görsel olarak çarpıcı sualtı görüntüleri sunuyor. Ancak bunun ötesinde, Earle'nin kendisine odaklanan ilham verici bir yaşam hikayesi de anlatıyor bize. Okyanusun tahribatı hakkında yapılmış birçok belgesel gibi basit bir film olabilirdi, ancak yönetmenler seyirciye “yapmayın, etmeyin” diyen bir yapının yerine samimi bir insan hikayesiyle birleştirerek aynı yere ulaşmayı amaçlamışlar. Sylvia Earle bu dünyanın “umut noktaları”ndan bir tanesi. Kendisi önemli bir aktivist aynı zamanda.


ÇOCUKLA SİNEMA'NIN YORUMU


“Mission Blue”da onunla birlikte masmavi denizlerde köpekbalıklarıyla dalışa geçiyor, büyük bir balıkçılık operasyonunun ortasında yüzerken balık ağlarını korkusuzca atlatıyoruz. Bir bilim kadının inatla ve tutkuyla işine sahip çıkışını, keşfetmenin ve inandığın değerler için mücadele etmenin güzelliğini izliyoruz. Belgesel Earle’nin yaşamından yola çıkarak bilim dünyasında hem kadın hem de anne olmanın ne kadar zor olduğuna da değiniyor.

Bu arada, Avustralya'nın Büyük Resif'inin efsanevi genişliğinden Amerika’nın en büyük nehir ağzı olan Chesapeake Körfezi’ne, Tokyo'nun rengarenk balık pazarlarına da dalıyoruz onunla birlikte.

Sylvia Earle insanlığın kaderinin okyanusun kaderine bağlı olduğunu anlatıyor ve kanıtlıyor film boyunca: “Okyanus yoksa yaşam da yok. Okyanus yoksa biz de yokuz.”.

Ancak özellikle köpekbalıklarıyla ilgili olan bölümde Earle birkaç Hollywood filmindeki köpekbalığı saldırılarını kastederek (filmde birkaç tane örnek sahne gösteriliyor) aslında köpekbalıklarının insanlara düşman olmadığını, tam tersine insanların köpekbalıklarının yüzgeçlerini keserek onları tekrar suya atarak büyük bir kıyım gerçekleştiriyor. Hatta bunu gösteren görüntüler de bulunuyor filmde. Bu kısımlar sadece küçük hassas çocukları değil yetişkinleri bile üzebilecek nitelikte. Bir de bu belgeselden sonra onlara balık yedirmekte biraz zorlanabilirsiniz.

Küçük bir uyarı da Sylvia Earle ile ilgili. Bu güzel zeki kadının birkaç kere evlenip boşandığı da filmde belirtilmekte. Ayrıca Netflix’te izlenebilen belgeselin dublaj çevirisiyle altyazı çeviri arasında bazı küçük ama anlam kayması yaratan farklılıklar var. Bu anlamda altyazıdaki çevirinin daha sağlıklı olduğunu belirtmemiz gerek. * Burak Göral 


Pozitif mesajlar: ****
Flörtöz durumlar: *
Şiddet/korku ögeleri: *
Argo kullanımı: -
Alkol-sigara kullanımı: -
Oyuncak isteme potansiyeli: -


Yorum Yap